-
1 Allah aşkına
ра́ди Бо́га -
2 Allah aşkına
зыйнһар -
3 allah aşkına
interj. for the love of mike, for God's sake!, for Heaven's sake!, for goodness' sake, for the love of God, for pity's sake -
4 allah aşkına
табыу, тхьэм пае, тхьэм фэшIыкIэ -
5 Allah aşkına
for God's sake, for Heavens sake, for goodness' sake -
6 bırak allah aşkına
interj. for crying out loud -
7 ne var allah aşkına
interj. what the dickens -
8 Allah
Allah [ɑ'ɬaːx] Gott (m);Allah oder Allahım! mein Gott!, großer Gott!;Allah Allah! ach, du liebe Zeit!; ach, du meine Güte!; Donnerwetter!;Allah aşkına um Gottes willen;Allah bağışlasın behüte dich ( oder ihn usw) Gott!;Allah bilir weiß Gott …;Allah derim weiß der Himmel;Allah esirgesin (oder saklasın) Gott behüte;Allah göstermesin da sei Gott vor;Allah için bei Gott, wirklich; um Gottes willen;Allah kabul etsin vergelt’s Gott;Allah korusun Gott behüte!;Allah ona lâyığını versin Gott möge ihn strafen;Allah ömürler versin lange mögen Sie leben (als Dank);Allah rahatlık versin schlaf(en Sie) gut!;Allah rızası için um Gottes willen!;Allah selâmet versin Gott behüte dich (ihn usw)! (vor einer Reise);Allah vere (de) … wollte Gott …!;Allah versin Gott gebe es; zu Bettlern Gott wird dir geben;Allaha şükür Gott sei Dank!;Allahı(nı) seversen um Gottes willen!;Allahın belası Gottes Geißel f; gottverlassen (Ort);(her) Allahın günü jeden Tag, den Gott werden lässt;Allahın izniyle mit Gottes Hilfe, so Gott will;Allahtan als adv glücklicherweise, Gott sei Dank;Allahtan bulsun Gott strafe ihn!;Allahtan kork! schäm dich!;Allahtan korkmaz unmenschlich -
9 Allah
-
10 Allah
алла́х (м)* * *1) Алла́х, Бог2) бу́дучи пе́рвым компоне́нтом изафе́та, уси́ливает значе́ние второ́го компоне́нтаAllahın ayazinda — в лю́тый моро́з
Allahın günü — ка́ждый Бо́жий день
Allahın tembeli — отъя́вленный ло́дырь
••Allah bilir ama kul da sezer — посл. Алла́х зна́ет, а его́ раб дога́дывается
Allah dağına göre kar verir — посл. Госпо́дь Бог раздаёт го́ре / печа́ль / боле́зни и т. п. ка́ждому сто́лько, ско́лько он вы́держит
Allah dokuzda verdiğini sekizde almaz — посл. чему́ быть, того́ не минова́ть
Allah herkesin gönlüne göre versin — погов. ка́ждый полу́чит то, чего́ он заслу́живает
Allah kardeşi kardeş yaratmış, kesesini ayrı yaratmış — посл. дру́жба дру́жбой, а де́нежки врозь
Allah kazadan belâdan saklasın — погов. упаси́, Алла́х, от вся́кой напа́сти
Allahtan korkayandan korkmalı — погов. бо́йся того́, кто не бои́тся Алла́ха
Allah sağ eli / gözü sol ele / göze muhtaç etmesin — погов. не приведи́, Алла́х, прибега́ть к по́мощи бли́зких
- Allahım- Allah ne de yakışmış!- Allahtan- Allah akıl fikir versin!
- Allah akıllar versin!
- Allah Allah
- Allah aratmasın
- Allah artırsın
- Allah aşkına
- Allah bağışlasın
- Allah belâsını versin!
- Allah beterinden saklasın
- Allah beterind esirgesin - Allah büyük
- Allah canını alsın!
- Allah cezasını versin!
- Allah derim
- Allah dört gözden ayırmasın
- Allah düşmanıma vermesin
- Allah ecir sabır versin
- Allah eksik etmesin
- Allah eksikliğini göstermesin
- Allah emeklerini eline versin
- Allah etmesin
- Allah evi
- Allah gecinden versin
- Allah göstermesin
- Allah hakkı için
- Allahın hikmeti
- Allah hoşnut olsun
- Allah için
- Allah inandırsın
- Allah seni inandırsın
- Allah sizi inandırsın
- Allah kabul etsin
- Allah kahretsin!
- Allah kavuştursun
- Allah kerim
- Allahtan kork!
- Allahtan korkmaz
- Allah lâyığını versin
- Allah manda şifalığı versin
- Allah mübarek etsin!
- Allah ne verdiyse
- Allah ömürler versin
- Allah rahatlık versin!
- Allah rahmet eylesin!
- Allah rızası için
- Allah selâmet versin
- Allahını seversen
- Allah son gürlüğü versin
- Allaha şükür
- Allah taksimi
- Allah utandırmasın
- Allah vere
- Allah vere de
- Allah vergisi
- Allah vermesin
- Allah versin
- Allah yarattı dememek -
11 Allah
"1. Allah, God. 2. How wonderful! Really! -ım! My God! -tan 1. luckily, fortunately. 2. from birth. - acısın. May God have pity on him./Only God can help him. - (acısını) unutturmasın. May God spare you from a greater sorrow (said when one is subjected to a great loss or grief). - adamı man of God. - akıllar/akıl fikir versin. colloq. Where is your good sense? l am surprised at you/him. -ü âlem 1. probably. 2. maybe. 3. God knows. - Allah! 1. colloq. Goodness gracious!/How strange! 2. a Turkish battle cry. - aratmasın. May God spare you from having to get along without what you now have (said when one is discontented). - artırsın. May God grant you prosperity. - aşkına! colloq. 1. For heaven´s sake. l beg you. 2. How wonderful! - bağışlasın. God bless him/her (a child, a loved one, etc.). - bana, ben de sana. colloq. I´ll pay you my debt when l can get some money. -ın belası 1. nuisance, pest. 2. pestiferous, pesky. - belanı versin/vermesin. colloq. God damn you! - belasını versin. colloq. Damn him! - beterinden esirgesin/saklasın. May God protect you/him from worse trouble. - bilir. colloq. Only God knows./It´s hard to say. - bilir.... It seems to me.... -ın bildiğini kuldan ne saklayayım? colloq. What´s the use of making a secret of it? -a bin şükür. Thank God. -ın binasını yıkmak to commit murder or suicide. - bir! By the one God! -a bir can borcu var. colloq. He has nothing so he has no scruples. - bir dediğinden başka/gayri sözüne inanılmaz. colloq. He is a habitual liar. - bir, söz bir. colloq. I give my word on it. - bir yastıkta kocatsın. May you have a happy life together (said to a newly married couple). -tan bulmak to get one´s just deserts from God. -ından bulsun. colloq. Let God punish him. - büyüktür. 1. Some day God will right the wrong that has been done to us. 2. God is sure to punish him some day for what he has done. - canını alsın/almasın. colloq. God damn you. - cezanı versin/vermesin. colloq. God damn you. -ın cezası damn, damned. -ı çok, insanı az bir yer a deserted place. - derim. colloq. All l can say is O God. - dört gözden ayırmasın. /ı/ May God save (this child) from being an orphan. - düşmanıma vermesin. colloq. I wouldn´t wish it on my worst enemy. - ecir sabır versin. May God give you/him patience (said in condolence). - eksik etmesin. May we not suffer his loss. I am very grateful for what he has done. - eksikliğini göstermesin. I am grateful for it anyway. -a emanet. May God protect him. -a emanet etmek /ı/ to leave the rest to God (said after sending off someone one has nurtured or a work one has prepared). -a emanet olun. Good-bye (said by one who is leaving). - emeklerini eline vermesin. May you enjoy the fruit of your labor. -ın emri, Peygamberin kavliyle according to the command of God and the word of the Prophet (said in asking a family for their daughter as a bride). - esirgesin/saklasın. God forbid. - etmesin. God forbid. - evi place of worship. -ın evi the heart of man. - gani gani rahmet eylesin. May God have abundant mercy upon him (said for a dead person). -ın gazabı a scourge of God. - gecinden versin. May God ordain it to be late (used when mentioning death). - göstermesin! colloq. God forbid! -ın günü every single day, every darn day (said in exasperation or impatience). - hakkı için in God´s name. -a havale etmek /ı/ to leave (punishment, revenge) to God. - hayırlı etsin. May God turn it to good. - herkesin gönlüne göre versin. May God grant the wishes of everyone. -ın hikmeti something incredible, something extraordinary, something miraculous. -ın hikmeti! colloq. Incredible!/Extraordinary!/God be praised!/It´s a miracle! - hoşnut olsun. God bless you (for your kindness to me). - ıslah etsin. May God mend his ways. -a ısmarladık. Good-bye (said by the person leaving). - için truly, to be fair. - imdat eylesin. colloq. May God help you. - (seni) inandırsın.... Believe me.... - isterse if possible, if -
12 for pity's sake
allah aşkına -
13 for the love of mike
allah aşkına -
14 for pity's sake
allah aşkına -
15 for the love of mike
allah aşkına -
16 бог
Allah,Tanrı* * *мAllah; Tanrı••бог его́ зна́ет! — Allah bilir!
не дай бог!, упаси́ бог! — Allah esirgesin! / saklasın! / korusun!
даст бог, уви́димся — görüşürüz inşallah
не бог весть како́й — şöyle böyle, pek ahım şahım olmayan
э́то был виртуо́з от бога — ondaki virtüozluk Allah'ın vergisiydi
ра́ди бога! — Allah aşkına!, Allah'ı(nı) seversen!
ну, с богом! — hadi Tanrı rasgetire!, hadi hayırlısı!
сла́ва богу! — Allah'a şükür!, hamdolsun!
чем бог посла́л — Allah ne verdiyse
бог-то бог, да и сам не будь плох; на бога наде́йся, а сам не плоша́й — погов. eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah'a ısmarla
-
17 for goodness' sake
allah aşkına* * *(an expression of annoyance: For goodness' sake, will you stop that noise!) Allah aşkına! -
18 for heaven's sake
allah aşkına* * *(an expression used to show anger, surprise etc: For heaven's sake, stop making that noise!) Allah aşkına!, Allahını seversen! -
19 Gott
mit \Gottes Hilfe Tanrı'nın yardımıyla;grüß \Gott! ( dial) selamünaleyküm!;mein \Gott! Allah'ım!;um \Gottes willen! aman Allahım!, Tanrı aşkına!, Allah aşkına!, Allah rızası için!, Allah'ını seversen!;\Gott sei Dank! ( fam) Tanrı'ya şükür(ler) !, Allah'a şükür!, hamdolsun!;\Gott hab ihn selig Allah rahmet eylesin;ich schwöre bei \Gott vallahi billâhi;weiß \Gott ( fam) alimallah, Allah bilir;in \Gottes Namen ( fam) Tanrı adına;\Gott bewahre! ( fam) Allah korusun!;über \Gott und die Welt reden havadan sudan konuşmak;leben wie \Gott in Frankreich ( fam) kont gibi yaşamak, krallar gibi yaşamakdie griechischen/römischen Götter Yunan/Roma tanrıları;ein Bild für die Götter ( fam) allahlık bir manzara -
20 um
um [ʊm]I präp1) ( räumlich)\um... ( herum) etrafında; ( in der Nähe) yakınında;sie ging \um den Tisch ( herum) masanın etrafında döndü;er hat gern Freunde \um sich dostlar arasında bulunmaktan hoşlanır;\um die Ecke gehen köşeyi dönmek;die Gegend \um Freiburg Freiburg'un çevresi;sie schlug \um sich dövündü2) ( bei Uhrzeit) -de;\um drei Uhr saat üçte3) ( ungefähr) sularında;sie kommt so \um den Fünfzehnten ayın on beşi sularında geliyor [o gelecek]4) ( vorüber)die Zeit ist \um zaman bitti5) ( Wiederholung)es verging Woche \um Woche üzerinden haftalar geçti, haftalar akıp geçti6) ( Differenz)sie ist \um ein Jahr älter o bir yaş daha büyüktür;die Ausgaben \um 10% senken harcamaları yüzde 10 indirmekes geht \ums Geld konu parayla ilgili8) ( wegen)\um keinen Preis hiçbir surettesich \um etw streiten bir şey yüzünden kavga etmeksich \um jdn kümmern biriyle ilgilenmek [o meşgul olmak]II präp;\um... willen aşkına, uğruna, için;\um Himmels willen! aman tanrım!;\um Gottes willen! Tanrı aşkına!, Allah aşkına!, Allah rızası için!, Allah'ını seversen!1) ( final)\um... zu üzere,...mek için;er stand auf, \um zu gehen gitmek üzere kalktı2) ( konsekutiv)er ist klug genug, \um seinen Fehler zuzugeben hatasını kabul edecek kadar akıllıdırder Tisch kostet \um die zweihundert Euro ( herum) masanın fiyatı aşağı yukarı iki yüz euro, masanın fiyatı iki yüz euro cıvarında
- 1
- 2
См. также в других словарях:
Allah aşkına — ünl. Ant vermek veya yalvarmak için Allahını seversen anlamında kullanılan bir söz Boş ver Allah aşkına! … Çağatay Osmanlı Sözlük
Allah — is., öz., Ar. allah Tanrı Birleşik Sözler Allah aşkına Allah taksimi Allah vergisi Allah yapısı Allaha ısmarladık Allahualem Allahuteala … Çağatay Osmanlı Sözlük
Tanrı aşkına — Allah aşkına … Çağatay Osmanlı Sözlük
Allahını (veya Allahı) seversen — Allah aşkına … Çağatay Osmanlı Sözlük
Lİ-VECHİLLAH — Allah için. Allah nâmına, Allah aşkına.(Allah için işleyiniz, Allah için görüşünüz, Allah için çalışınız, Lillâh, Livechillâh, Lieclillâh rızâsı dâiresinde hareket ediniz, o zaman sizin ömrünüzün dakikaları, seneler hükmüne geçer. L … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LİLLAHİ — Allah için. Allah yoluna. Allah aşkına … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ant vermek — Allah aşkına, çocuklarının başı için vb. sözlerle karşısındakini bir şeye zorlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
Tutkusu — Infobox Album | Name = Tutkusu Type = Album Artist = Erkin Koray Released = 1977 Genre = Anatolian rock Length = 38:04 Label = Kervan Last album = 2 (1976) This album = Tutkusu (1977) Next album = ? Tutkusu is the fourth full length album by… … Wikipedia
Ceylan Avcı — (* 25. Juni 1974 in Istanbul Fındıkzade) ist eine türkische Sängerin kurdischer Abstammung. Sie singt türkische und kurdische Volksmusik. Bereits im Alter von neun Jahren stand sie vor der Kamera und drehte Filme mit berühmten Schauspielern.… … Deutsch Wikipedia
aymak — nsz, ar, hlk. 1) Kendine gelmek, aklı başına gelmek, ayılmak ... bırak gece yarısı hoşbeşi Allah aşkına, aydım artık gidip yatayım. S. F. Abasıyanık 2) i, mec. Gerçeği anlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
uyuz etmek — tkz. sinirlendirmek Ne söyleyeceksen söyle Allah aşkına, uyuz etme insanı. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük